28 Mayıs 2009 Perşembe

Bilmelisin.


Kim ki namustan o kadar çok bahseder, o namussuz, kim namussuzmuş gibi davranıyorsa o namuslu olurmuş.

8 Mayıs 2009 Cuma

Yapma(sın) !


Böyle yapıyosun, çok ayıp ediyosun.
Yapma.

5 Mayıs 2009 Salı

Burda Hayat Şöyle Böyle


Uzaktan çelik sesleri geliyor
Beklenen kıyımın sesi,
Dövülen kılıçların.
Kan kokusu var buram buram.
Bu toprak bedenleri çürütmüyor.
Güneş kaç gündür görünmüyor.

Uzaktan çığlıklar geliyor
Seven adamların sesi,
Seven kadınların.
Acı var, geliyor dirhem dirhem.
Burda yangın sönmüyor.
Yağmur kaç gündür yağmıyor.

Hatırlamadılar
Kırıldım.
Vuruldum
Kurşunu çıkartamadılar.
Önce ayaklarıma baktım.



22 Nisan 2009 Çarşamba

Sladyk E Vseki Moment, Po-Sladyk Ot Shokolad


İyi ki doğdunuz!
Acılarım, anılarım
Deli dolu kahkahalarım, böğürtü ağlayışlarım
Haziran sıcağında yanağımda kuruyan gözyaşlarım
Notalarla kardeşliğim, şişelerle kısa dostluğum
Bi yanımda yaşayan gurur, diğer yanımdaki enkazım
Nisan yağmurum...

Hepiniz ve adını sayamadığım 'ben' lerim.

İyi ki doğdunuz, iyi ki beni ben yaptınız. Nice yıllara !

21 Nisan 2009 Salı

Krisdos Haryav I Merelots !


Paskalya'yı kutlayalı çok oldu. Ama anca fırsat bulup hediyemi sizinle paylaşabildim. :D Ermeni arkadaşlarımla güzel bi Paskalya yemeği yedik.Yaptığım spor boşa gitti yani.:P Şu da var ben zayıflamak için spor yapmıyorum,zaten zayıfım. Biraz daha orantılı olsun vücudum diye yapıyorum.Herneyse 3 günlük yemek yedim,şiştim,öldüm,bilincimi kaybettim.O gece sohbet bilmem ne.Telefonuma 3-5 mesaj geldi, onları cevapladım.Müzik dinledik birlikte, şarkı söyledik falan filan. Klasikti yani. Sonra sevgili salsa partnerimle bi şov yaptık:D
Ertesi gün Yerçekimi ile buluştuk. Meşhur kafemize gittik. Çocuk iki dk da beni anime olarak çizdi ya. Paskalya hediyem de o oldu :)) Çok mutlu oldum hemen çalışma masama yapıştırdım.
Ahanda burda :



Bu da kendime aldığım hediye, Poster tabi kendisi değil :D :

Onun dışında envai çeşit renkli yumurta,şeker çörek falan. :)
Sonracıımaa bu haftasonu fotoğraf çekimim var :D Oziğğ çekicek, benim elleri dert görmeyen süper fotoğrafçı arkadaşım.:D Yalakalık time.
Melek'le konuşuyoruz diyo ki düşünsene sen ileride ünlü bi oyuncu olmuşsun bigün otururken tv'de Şok şok şok ! Ünlü oyuncu Perko'nun 17 yaşında çektirdiği çıplak pozlar !! Haha yok tabi çıplak değil de ,tam değil işte herneyse :D

Tüm Hristiyan arkadaşlarımın Surp Zadig 'i kutlu olsun.

Orhnyal E Harutyun Krisdosi ! :)




12 Nisan 2009 Pazar

Eurovision 2009 Favorim !


Evet yine bi Eurovision, yine güzel güzel şarkılar!!! Benim en beğendim parçalardan biri ( henüz hepsini dinlemedim ama) elbette kan çekmesiyle birlikte Ermenistan'ın parçası. Inga & Anush- Jan Jan ya da diğer adıyla Nor par. Inga ve Anush iki kız kardeş. Sesleri çok güçlü ve Ermenistan geniş bi hayran kitlesine sahipler.Şarkı yarı İnglizce yarı Ermenice. Bence şarkı tamamen Ermenice olsaydı çok daha hoş olurdu. Çünkü bu tarz etnik parçalar sadece kendi dillerinde güzel oluyorlar.
Şimdilik yapacakları şov hakkında birşey söylemediler ama, en son izlediğimde güzel süprizlerimiz var diyorlardı.
Bu arada Hadise'nin parçası da süper aranje edilmiş. Belki 1. bile olur çünkü ben şarkıları dinlemeden önce Yunanistan'dan yine süper bi parça çıkar Türkiye'yi geride bırakır diye düşündüm. Ama malesef saçma salak bi şarkı çıktı. Sırf Sakis için izlenir ama :D Herneyse.
Ermenistan da bu parçayla alsa alsa politik durumlardan puan alır. Ama onun dışında etnik müzik severler şarkının tamamen Ermenice olan versiyonunu sevebilirler.Şarkıyı güzelleştiren bütünüyle Ermeni müziği olması. Şimdilik böyle.

Şarkıya geçelim , Şurdan indirebilirsiniz. Ahanda
Yeni Dans ( Can, can )
Ho...
Sen uzaktayken ben nasıl kalabilirim ?
Ne diyebilirim sen bana hiçbirşey söylemedikçe?
Sen yalnızken ben nasıl gülümserim?
Bensiz ben nasıl olurum?
Bensiz biz olamayız!

Görmüyor musun, özgür değiliz?
Kutsal topraklara ekilmiş bir ağaç gibiyiz
Sesimle birlikte hep etrafta olmalıyız
Dans etmek istiyorum,durma öyle
Ver elini kardeşim

Herkes dans etsin, Nor par'la çoşuyoruz
Herkes hazır olsun, Nor par'la zıplıyoruz
Herkes dans etsin, Nor par'la çoşuyoruz
Herkes hazır olsun, Nor par'la zıplıyoruz

Bir bahar dansı! Çiçekler için bir dans!
Bu büyük umutlar için yapılan yeni ve şanlı bir dans
Yeni bir hayat için, Tanrı ruhunu korusun
Bu bizim dağlarımızın ve bitmeyen vadilerimizin dansı

Hey gel buraya, bu dansı yapalım, gel buraya can can
Ermeni danslarının ruhunu çağıralım, gel buraya can can
Hey gel buraya, bu dansı yapalım, gel buraya can can
Ermeni danslarının ruhunu çağıralım, gel buraya can can

Nor par,nor par
Ellerini kaldır müzikle birlikte
Hadi kardeşim !


10 Mart 2009 Salı

J'ai Eu La Mienne



Gözüm pencerenin yansımasından onun gözlerine eriyor
Ordan ellerine akıp,yollara vuruyor kendini
Otobüstekiler yavaş yavaş iniyor.
Tek tük ışıklar aydınlatıyor gözlerimi
Yoksa bulanık birer kuyu
Elası gitmiş, çamurlu...
Yaramaz bir çocuğun oyunu,
Bulandırmış gözlerimi
Ne kadar ağlasam da, durulanmıyor.
Kapı açıldıkça üşüyorum.
Burda böylece kalmak istiyorum.
Geldiğim yerden ve varacağım yerden çok daha iyi duruyor.
Ben şişeleri değil şişeler beni deviriyor artık.
Bira içesim kalmadı, midem şişiyor.
Ha bu arada odamın duvarları kararıyor
Annem rutubetten diyor
Ben korkuyorum.
Güzel rüyalar görüyorum
Günümün yarısını uyuyarak geçiriyorum.
Utanıyorum otobüs şöforü uyandırınca
Aptal bi de sırıtıyor.

9 Mart 2009 Pazartesi

Bir Lisan Bir İnsan, Bir Google Translate Bin Kahkaha


Blogumun sağ köşesine dil çubuğu yerleştirdim. Fikir çok hoşuma gitti. Dil öğrencisi olarak dillerle kafayı bozmuş durumdayım. Sıkıldıkça kendime bir dil seçip, başlıyorum en azından kendimi tanıtmaya. Şu çok sinir bozucu birşey. Adam İngliz ya da Amerikalı zaten heryerde onun dili konuşuluyor diye turist olarak gittiği ülkede gayet cool kendi dilini konuşuyor. İnglizce öğrenip aynı zihniyette gezen Türk arkadaşlar da var. En azından 'teşekkür ederim' demeyi bilmeli insan gittiği ülkenin dilinde. Ben öğrenebildiğim kadar dil öğrenmek istiyorum. Şu ÖSS bitsin, hemen Yunancaya başlıyorum :)

Herneyse gelelim asıl konuya, google translate 'e. Hatırlıyorum ,ilk zamanlar google megolomanlığın doruklarında reklamlar yapıyordu. 'Daha ne yapalım yahu?' gibi :D Hiç işim düşmemişti. Ama şu dil çubuğunu koydum.,heyecanla önce inglizce okuyayım yazılarımı dedim. Elbette yazım kurllarına uymadığım yerleri çevirmemiş. Ama çevirdiğini de öyle bi' çevirmiş ki haha resmen yeni bi yorum katmış. Fransızcası ondan komik. Bulgarcaya hiç girmiyorum bile ! Diğerlerini anlayan varsa lütfen okuyup bana bilgi versin. Eminim ana dili bu dillerden biri olan adam özürlü olduğumu falan düşünür. Ya da çok akıllı olup, şifreli konuştuğumu. Hahaha!
Bu yeni eğlencelik hepinize hayırlı olsun diyorum. Çevir çevir gül xD
Şimdi sen dil okuyorsun,bilmiyor musun yabancı bir dile çevrilirken nasıl anlam kayması-kaybolması olur diyebilirsiniz. Tanrıya şükür, kayma ve kaybolma gördüm, bu google translate resmen yeni bir soluk getiriyor. İşte benim favori örneğim :
Girl stopped me
-Do you have a pipi?
Speech was said:
-Yes.
-I do not have
-No way, what the hell is wrong with you?
-I have a little pipi. (Or whatever it, I have always wondered!)
-O ne ya?
- I'm içerde.Al show.
-Oh!
- Sen de show-pipi

Bakalım. Bundan sonra imla-yazım kurallarına dikkat edeceğim. Belki de iyi çevirir.
Şu kadar tantana yaptım, sanki yabancı okuyucum var! xD Amaan neyse, sizler beni her dilden okuyun yavrularım xD

Hadi baş baş.
Ps. Perşembe gelsin.

7 Mart 2009 Cumartesi

Yaratıcılıkta Son Nokta ! xD




Aşk Şarkılarla Kalsın Senin İçin, Hayvanlı Porno Benim İçin!

16 Şubat 2009 Pazartesi

Sen Gibi Kan Değil Ama, Ben De Bazen Ağlarım.


3 yıl sonra orta son lise 1-2 yi geçirdiğim odamı gördüm tekrar. Dolaplarımı açtım bikaç parça bişeyim kalmış. Babam geldi arkamdan, 'hiç dokunmadık' dedi. Cevap vermedim. Pek konuşmuyoruz zaten. Doktor şeker teşhisi koymuş. Üzgündü. Yuttum ne yaptıysa, eskiden hiç bahsetmedik. Sessizce anlaştık. İnsan yoruluyor bi süre sonra bişeylerin savaşını vermekten. Haklı ve ya haksız çekiliyor oyundan.Sonra Melek'lere geçtim. Oturduk dertleştik biraz. Bi arkadaşının sevgilisinden bahsetti. Buna senden hoşlanıyorum demiş. Hem de diyo böyle millete nasıl gösteriş yapıyolar biz süper bi çiftiz diye. Halbuki birbirlerinin arkasından neler çeviriyorlardır bizim bilmediğimiz. Haklı. İnsanların 'Dışarı' görüşü çok farklı. Anca özentilikle açıklanabilir bi' dış dünya ve çamurlu bi iç dünya var.
Sonra oturduk 80's pop dvd'si izledik. Sonra ben yattım.
Az önce de Berrak'la konuştum oha kız Anjelika Akbar'ın oğluyla çıkmaya başlamış dedim oha :D

10 Şubat 2009 Salı

Mim Treni- Çocuklar İğrençtir! Acımasızdır!


Çifte mimlendim.Önce Katre ıslatmış, sonra vampir ısırmış :))
Konu çocuklukta yapılan saçma hareketler.
Yaza yaza bitiremem, keşke anneme yazdırsam o daha iyi bilir. Ama hatırlamadıklarımı annemin ağzından aktarıyorum.
Çok huysuz,inatçı bi bebekmişim. Elimden bişey aldıklarında gider duvara , masanın sivri yerine kafa atrmışım:DD
9 aylıkken 13 kilo, obez bir bebekmişim. Fotoğraflarda resmen tanker bebek gibi bişeyim. Sonra nasıl oldu da zayıfladım bilmiyorum.Her gece en az 2 biberon süt içip biberonu fırlatıp,tam burnuma denk getirebilen tanıdığım tek bebektin der annem.
Peynire 'penni' zeytine 'zetti', helikoptere de 'hoptikter' diyen daha o zamandan şizofren olacağım belli bi yaratıkmışım ahaha.
Bi diğer salak bi o kadar da iğrenç şey ; mahalledeki çocuklarla sümüklü böcek toplayıp, yemek yapmamız. Yok yemezdik de. Tarif şöyle:
Bulabildiğin kadar sümüklü böceği parçalayıp kuma buluyorsun, sonra güneşte dokunamayacağın kadar sıcak olan çöp tenekesinin kapağında bi çubuk yardımıyla pişiriyorsun.
Bi de parfüm yapardık. Bahçedeki tüm çiçekleri toplayıp,ezer suyla karıştırıp pet şişlerde satmaya çalışırdık. Bigün içine işemiştim niahahha ! :D Çocuklar çok acımasız ya!
Ha durun size bişey anlatıcam.
Komşunun kızı vardı bizim. Annesi biyere giderken bize bırakmıştı 1-2 saatliğine. Annem de öğle uykusuna yatırdı bizi. Nefret ederdim günün en güzel saatinde uyumaktan. Neyse bu kız durdu durdu şey dedi bana
Senin pipin var mı?
Konuşma şöyle devam etti :
-Var.
-Benim yok
-Hadi ya, senin neyin var peki?
-Küçük pipim var. ( o da neyse, hep merak etmişimdir! )
-O ne ya?
- Daha içerde.Al gösteriyim.
-Aaa!
-Sen de pipini göstersene
iĞRENÇTİ !! :DDDD
Aynı kızla 10 sene sonra izci kampında karşılaştık. Bana yaptığımızı hatırlıyor musun dedi. Güldüm evet dedim. Tekrar yapalım mı ama daha bilinçli dedi :D:D Hayır ben eşcinselim dedim nihaha ! :D
Bu kız resim çiziyor tamam mı?Bigün bildiğiniz penis çizmiş. Annesi deli oldu, diyo ki kızım nerde gördün sen bunu?!! Yani o kadar ayrıntılı çizmiş ki!! Hhahahahahha !!
Hea bi de çok özür dilerdim ben küçükken:D Aynı kız ve annesi kavga ederdi, hatırlıyorum annesi kızına bağırırdı ' Özür dile!!!' diye ben de ' anneee nooolur affeeeet noluuur' diye eteğinden ayrılmazdım annemin. Annem artık ' ya git tamam affettim derdi' Ben hayır etmedin anneee nooluur diye devam ederdim.
İşte böyle. Ben böcek'imin çocukluğunu merak ediyorum.

7 Şubat 2009 Cumartesi

Gözlük




Bugün farkettim. Gözlüğümü çıkarınca daha renkli ama bulanık bir dünya, takınca daha mat ama belirgin bir hayat görüyorum.
Hangisi daha iyi ki ?
Peki takmazsan gittikçe kötüleşir, kör mü olursun? Eline bir değnek alıp çarpa çarpa, tehlikeli bir şekilde mi öğrenirsin gezinmeyi..?

Çok soru sordum kendime vapurdayken geçen.


29 Ocak 2009 Perşembe

Tanışma - Yüzleşme ?




İnsanlar birbirlerini ilişkileri bittikten sonra tanırmış.


Memnun olmadım.

28 Ocak 2009 Çarşamba

Başlık Yazdıktan Sonra Konulur Derdi Türkçe Öğretmenim


Dediğim gibi bu aralar çok yazıyorum. Melek' e bir hikaye yazmak baştan beri aklımda vardı. Gerçeklik dolu bir hikaye.. Tanışmamızdan ve ona eşcinsel olduğumu söylememe kadar hepsini anlattığım, belki de hayatımın en güzel hikayesi. Pek yazamam ben hikaye ama elimden geleni yapıyorum.


For your info diyeyim : )

24 Ocak 2009 Cumartesi

Yastayız Hrant...


Özür dilerim Hrant Dink,
Ama bilerek 19 ocak'ta yazmadım. Seni öldüğün günle anamam çünkü.
Türk bayrağıyla poz veren piçi gördüğümde karnıma ağrılar girdi, gözlerim dondu...
Tek söyleyebildiğim : Bunca çabadan sonra çaresizce yere serilmemeliydin...

“Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur.”“Ermeni kimliğinin bugünkü yapısını şekillendiren ve Ermeni kimliğinde bir tür kansorejen tümör işlevi gören asıl etken “Türk” olgusudur.”

Demişsin..
Yalan.. İnkar etmek için seni inkar etmişler Hrant!
Hain bir kurşun mu bedenindeki madalya ?
Barışı vuran, 'O günler bir daha geri gelmesin!'
Diye ağlayanlara tokat gibi geçmişi vuran
O kendini kahraman sanan herife
Lanet olsun ! ! !


23 Ocak 2009 Cuma

Kelebek



Seni beklemek, kozadaki tırtılın sabrını gerektiriyor. Özgürlük için..
Seninle olmaksa kelebeğin ömrü gibi geliyor bana..
Düşünmeden, sevinçle uçulan ovalar, tarlalardan sonra
Birkaç kanat çırpışıyla son buluyor.. Bir sonraki için...

7 Ocak 2009 Çarşamba

Björk-So Broken





bjork'ün sözleriyle yüklenen bulutlar duygulandılar ve gözyaşlarıyla yeryüzüne anlatmaya başladılar.. hüznün görkemiyle sanki zaman durdu, canlar kırıldı, insanlar ne yapacağını şaşırdı, herkes kulak kesildi. hafif bir rüzgar duyduklarıyla ürperdi ve müziğin ritmiyle birlikte sığınacak bir yer aradılar. açık bir pencereden içeri süzüldüler ısınmak için çünkü hava çok rüzgarlıydı.. perdeler sevindi geldiklerine, dans ettiler. sözler rüzgarın uçuşturduğu kağıtlara serildi. ısınmak istediler fakat içerde de bir anda esinti başlamıştı. yaklaşık dört dakika yirmi iki saniye sonra ısınamayacağını anlayan rüzgar, yanında getirdiği arkadaşını içinde dönen iki tekerleğin bulunduğu, kendini ses kayıt cihazı olarak tanıtan dikdörtgen bir aletin içine bırakarak duyduklarının hüznünü başkalarıyla paylaşmak için, girdiği pencereden dışarı süzüldü.

Demiş Postacı Ceren de ... Ne doğru demiş...


So broken,
In pieces,
My heart is so broken,
I'm puzzling.


Nasıl bi' şarkıdır bu ? Nasıl bir ruh halinde yazılmıştır? Hislere nasıl tercüman olur bu kadar...?

Fazla söze gerek yok...